İngilizce Türkçe Sözlük
without edat 1. -siz: You can't live without money. Parasız yaşanmaz. He won't go without her. Onsuz gitmez. It's merely sound without sense. Sadece anlamsız sesler. 2. -meden: Don't act without thinking. Düşünmeden harekete geçme. He was fired without explanation. Hiçbir açıklama yapılmadan işinden çıkarıldı. Can we get in without being seen? Kimse görmeden içeri girebilir miyiz? 3. dışında: They had encamped without the city. Şehrin dışında ordugâh kurmuşlardı. z. 1. dıştan. 2. eski dışarı, dışarıda: It was raining without. Dışarıda yağmur yağıyordu. |
without a break ara vermeden. |
without a hitch aksamadan, pürüzsüz. |
|