ç ı ğ ö ş ü â î û
 
İngilizce Türkçe Sözlük
mean f. (--t) 1. ... anlamına gelmek: Does that mean she'll be late? Yani geç mi gelecek? To the egress means to the exit. Mahrece demek çıkışa demek. 2. amaçlamak, niyet etmek, niyetlenmek: He had meant to come early. Erken gelmeyi amaçlamıştı. He really means to do it. Onu yapmaya azmetti. 3. demek istemek, kastetmek: What do you mean? Ne demek istiyorsun yani? 4. for (sözü) (birine) yöneltmek: Did you mean that for me? O sözü bana mı yönelttin? 5. for (bir şeyi) (biri) için yapmak/hazırlamak.
mean s. 1. adi, aşağı, bayağı. 2. kötü (davranış); kötü davranan; zalim, acımasız. 3. İng. cimri, pinti. 4. k. dili huysuz. 5. k. dili zor, güç. 6. argo şahane, nefis.
mean s. orta, vasat; ortalama. i. orta; ortalama.

© 2005 - 2024 IngilizceSozluk.gen.tr Tüm hakları saklıdır.
Veri: Büyük Sözlük

İngilizce Almanca Sözlük - İngilizce Türkçe Sözlük - Almanca Türkçe Sözlük
Rusça Türkçe Sözlük - Fransızca Türkçe Sözlük