ç ı ğ ö ş ü â î û
 
İngilizce Türkçe Sözlük
hold f. (held) 1. tutmak: Hold my hand. Elimi tut. 2. bırakmamak, zaptetmek. 3. içine almak: How much water will this glass hold? Bu bardak ne kadar su alır? 4. alıkoymak, salıvermemek, durdurmak. 5. sahip olmak, elinde tutmak. 6. (toplantı) düzenlemek. 7. (makam) işgal etmek. 8. (mevzi) savunmak, korumak. 9. (ağırlık) taşımak, çekmek. 10. devam ettirmek. 11. inanmak; kabul etmek; düşünmek, saymak; karar vermek. 12. devam etmek. 13. (zamk) yapışmak. 14. dayanmak, sabit olmak. 15. to -e sadık kalmak, -den caymamak, -den vazgeçmemek: He held to his decision. Kararından caymadı. 16. değişmemek. 17. devam etmek, arkası kesilmemek, ilerlemek. 18. durmak. i. 1. tutma, tutuş. 2. tutunacak yer. 3. tutamak. 4. sığınacak yer, destek, dayanak noktası. 5. nüfuz, hüküm. 6. müz. uzatma işareti.
hold i. 1. gemi ambarı. 2. geminin iç tarafı.
hold a child back a year çocuğa (okulda) aynı sınıfı tekrarlatmak.

© 2005 - 2024 IngilizceSozluk.gen.tr Tüm hakları saklıdır.
Veri: Büyük Sözlük

İngilizce Almanca Sözlük - İngilizce Türkçe Sözlük - Almanca Türkçe Sözlük
Rusça Türkçe Sözlük - Fransızca Türkçe Sözlük