ç ı ğ ö ş ü â î û
 
İngilizce Türkçe Sözlük
watch i. 1. kol saati; cep saati. 2. nöbet; vardiya. 3. nöbet yeri/süresi. 4. nöbetçi. 5. nöbetçilik, nöbet tutma. 6. gözetleme, tarassut. f. 1. bakmak, izlemek, seyretmek: watch television televizyon seyretmek. 2. dikkat etmek, bakmak: Watch what he does and learn. Yaptığına dikkat et ve öğren. 3. for -i beklemek, -i kollamak, -i gözlemek. 4. gözetlemek: The police are watching him. Polisler onu gözetliyor. 5. bakmak, gözetmek: Who watches her children while she's at the office? O bürodayken çocuklarına kim bakıyor? 6. -de bekçilik etmek, -de nöbet tutmak, -e göz kulak olmak: The guard is watching the gate. Bekçi kapıda nöbet tutuyor.
watch chain köstek.
watch chain saat kösteği.

© 2005 - 2024 IngilizceSozluk.gen.tr Tüm hakları saklıdır.
Veri: Büyük Sözlük

İngilizce Almanca Sözlük - İngilizce Türkçe Sözlük - Almanca Türkçe Sözlük
Rusça Türkçe Sözlük - Fransızca Türkçe Sözlük